Yapışmayan tavalara dikkat!

Tiroidoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Cumali Aktolun, yapışmayan tavalarda pişirilen yiyeceklerin tiroidi bozabileceği uyarısında bulundu.

Aktolun yaptığı açıklamada, son aylarda İngiltere’de yapılan bir araştırmada, yapışmayan tavalardan yiyeceklere PFOA ve PFOS isimli 2
ayrı kimyasal maddenin yüksek miktarda geçtiği ve tiroit hastalarında bu maddelerin daha yüksek olduğunun saptandığını belirtti.

Aktolun, PFOA ve PFOS isimli maddelerin doğrudan olarak tiroit üzerine mi etki ettiği, yoksa önce bağışıklık sistemini bozarak ortaya çıkan tiroit antikorlarının mı tiroide zarar verdiğinin henüz belli olmadığını kaydetti.

Tiroidin bir hastalık ismi değil, boğaz bölgesinin ön tarafında bulunan ve hormon üreten bir organ olduğunu ve tiroit hastalığının nedeninin de klasik tıp eğitiminde "iyot eksikliği" olarak açıklandığını anlatan Aktolun, oysa tiroit hastalıklarının nedenleri içinde iyot eksikliğinin az bir yer tuttuğunu, hava, toprak ve su kirliliğinin de tiroit hastalığını tetiklediğini vurguladı.

Aktolun, denizden yüksek yerlerde iyot eksikliğinin kaçınılmaz olduğunu, bu nedenle dünyanın her yerindeki yaylalarda yaşayanların tiroit hormonunun yetersizliğinden kaynaklanan guatr hastalığına yakalandıklarını kaydetti.

"HASTALIĞIN EN ÖNEMLİ NEDENİ YOKSULLUK VE STRES"
Aktolun, tiroit hastalıklarını en çok tetikleyen unsurlara ilişkin şu bilgileri verdi:

"Bu hastalığın en önemli nedenlerinden biri yoksulluk. Kargaşa ve savaş halindeki ülkelerde daha çok tiroit hastalığı olduğu ortaya çıktı. Bu da bize yoğun ve ani stresin tiroit hastalıklarına çok katkısı olduğunu gösterdi. Belirli meslek gruplarında daha çok tiroit hastalığı gözüküyor. Bankacılar, gazeteciler özellikle risk altındaki kişiler. Stres, hayal kırıklığı, çaresizlik, bunlar tiroit hastalıklarında çok ciddi artışa neden oluyor. Bu durumda iyot eksikliğinden söz ekmek mümkün değildir. Kişisel açıdan baktığınızda yakınlarını kaybedenlerde kısa süre sonra tiroit hastalığı ortaya çıkabiliyor."

Aktolun, hastalığa yakalanmamak için yaşam kalitesini arttırmak gerektiğini, ancak bunun sadece zengin olmakla ilgisinin bulunmadığını söyledi.

Zengin olup, stres altında olunması halinde de hastalığa yakalanmanın mümkün olduğunu ifade eden Aktolun, "Onun için stresten kaçmak ve rahatlamayı bilmek gerekir. Sorunlarınızı içinize atmak yerine psikiyatrik yardım alınmalı. Bir de yediğimiz, içtiğimiz, yaşadığımız ortamların çok temiz, steril olmasına dikkat edilmeli" dedi.

TİROİT HASTALIĞININ BELİRTİLERİ
Tiroidin en çok kadınları etkilediğini, ancak son yıllarda erkeklerde de sıkça görülmeye başladığını belirten Aktolun, çocukların da tiroit açısından risk altında olduğunu söyledi.

Aktolun, troit hastalığının belirtilerinin de çok çeşitli olduğuna işaret ederek, şu bilgileri verdi:

"Tiroit hastalığının en önemli özelliği çok sinsi olmasıdır. Dolayısıyla ’Şu şikayetiniz varsa sizde tiroit hastalığı vardır’ demek çok güç. Ancak bu
hastalığa delalet edecek bazı şikayetler var. Örneğin en önemli bulgulardan biri kalp çarpıntısı, ani kilo artışı, ani kilo kaybı, ishal, bulantı, kabızlık, saç dökülmesi. Bunun yanında tırnak kırılmaları, hamile kalmakta güçlük, adet düzensizliği, sık sık depresyona girme ve hamile iken sık sık düşükler yapma da tiroit hastalığına bağlı olabilir. Öyle hanımlar var ki 4-5 defa düşük yapmış ama tiroidleri kontrol edilmemiş. Sonra bakıyoruz ki bu kadın tiroit hastası. Aynı zamanda yıllardır tüp bebek denemesi yapılan ama sonuca ulaşamayan birçok kadında da tiroit hastalığı çıkıyor. Dikkate alacağımız hususlardan biri de boynun sağ veya sol tarafındaki şişlikler. Bunlar özellikle çok tehlikelidir, kanser habercisi olabilir. Yutkunma güçlüğü ve boğazda takılma hissi de çok önemli bir belirti.

Bazı tiroit hastası kadınların göğüslerinden süt gelir. Gelen süt dolayısıyla beyinde tümör olduğu düşünülür, incelenir, bazen tesadüfen beyinde hipofizde bir büyüme de olabilir. Hemen ameliyat edilmemelidir. Aslında bu kadının tiroit hormonu azdır. Bu durum tedavi edildiğinde, süt kesilir aynı zamanda beyindeki büyüme de küçülür."